Left 4 Dead 2 [Razor 1911]

İndirme Türü: Torrent

Oyun Türü: Aksiyon&Korku

Dosya Türü: İSO

Dosya Boyutu: 7.85 GB

Gün ışığında zombi avı!


FPS türünün devrimci firmalarından olan Valve, geçtiğimiz yıl hazırladığı Left 4 Dead (L4D) ile yeni bir akım başlatmış, oyuncuların beğenisini toplamıştı. Bugüne dek alıştığımız yavaş zombiler, artık çaresiz kurbanlar değildi. Olabildiğince hızlı, zeki ve kana susamış düşmanlarla, virüsün yayıldığı karanlık sokaklarda mücadelelere girişiyorduk. Yapım güzel bir ilgiyle karşılaşınca Valve, L4De destek vereceğini açıklamış ve yeni bir harita paketi yayımlamıştı. Dört kişilik gerçek bir takımla, film atmosferini aratmayacak derecede gerilimli anlar yaşadığımız oyun, E3 fuarında duyurulan Left 4 Dead 2 (L4D2) ile seri olma kararını aldı.

Günışığı çözüm değil!

Zombi ismini, bir oyun veya film ile yan yana getirdiğimizde, aklımıza doğal olarak gerilimli ve karanlık bir atmosfer gelir. Nitekim ilk L4D de bu kurgu üzerine inşa edilmişti. Yeni yapım ise çok farklı. L4D2 ile gelen en büyük yenilik ya da farklılık olarak Günışığı kavramını gösterebiliriz. Artık karanlık mekânları unutun. Günışığında güvendeyim demeyin. Zira zombiler, artık ışık veya karanlık ayrımı yapmıyor. Yayılan virüs, saldırgan zombileri ortaya çıkardığı gibi, ayrıca onları günışığına da karşı dayanıklı hale getirmiş.


"Yeni oyunda bu sefer farklı dört karakter yer alıyor."
L4D2, Güney Amerikada geçiyor. Bu kez Savannahtan başlayıp New Orleansa uzanan bir maceranın içerisinde yer alacağız. Virüsün henüz yayılmaya başlayan ve etkilerinin hızla görünmeye başladığı şehirden kaçıp, en uç noktada yer alan askeri helikoptere ulaşmak için mücadele etmemiz gerekecek. Bu anlarda tek başımıza değiliz. İlk yapımda olduğu gibi, yeni oyunda da dört kişiden oluşan bir ekiple hareket edeceğiz. Üstelik tüm karakterler, yeni ve her birinin kişiliği farklı. Hayatını öğrencilerine liderlik etmekle geçiren bir lise futbol takımının koçu, sürekli kaybedenler arasında yer alan bir kumarbaz, bir kablolu haber ağı çalışanı ve kendi halinde yaşam süren bir tamirci yeni kahramanlar. Her bir karakterin kişilik özellikleri, zombilere karşı verdikleri mücadelede önem arz ediyor. Örneğin, takım koçunun liderlik vasfının olması, onun iyi bir yönetici olduğu anlamına gelir, ama bu onun iyi bir savaşçı olduğunu kanıtlamaz. Ayrıca karakterler, aralarındaki eğlenceli diyaloglarıyla da oyunculara hoş anlar yaşatacak.

Güvende değiliz

Yapımda beş farklı Campaign yer alacak. Bunların her biri co-op oynanışa, Versus ve Survival moduna destek verecek. New Orleans sokaklarında zombilerle mücadele ederken, yeni yollar belirlememiz gerekecek. Uzun bir yoldan ilerleyebileceğimiz gibi, kestirmeleri de bulup, kullanabileceğiz. Fakat tehlike seviyesinden haberdar olmayacağız. Örneğin, kısa bir yol bulup, sonuca kolayca ulaşacağınızı sandığınız bir sırada, hiç ummadığınız kadar çok düşmanla karşı karşıya kalabileceksiniz. Bu gibi durumlarda oyuncuların verdiği kararlar neticesinde sonuca gidilebilecek.


"İlk oyunun karanlık atmosferinin aksine, Left 4 Dead 2 gün ışığında geçiyor."
Yeni mekânlar ve karakterlerin yanında, yeni silah ve araçlarımız da olacak. Şu ana kadar belirlenen silahlar arasında, pompalı, yarı otomatik tüfek ve keskin nişancı tüfeği bulunuyor (20 adet yeni silah). Molotof kokteyli atarak etrafı alevlerle çevirebilecek, elektrikli testere, balta ve hatta kızartma tavası gibi silahlarla alternatif çözümler üretmeye çalışacağız. AI Director 2.0 sayesinde daha dinamik bir çevre, daha hızlı ve acımasız düşman saldırılarıyla karşılaşacağız. Tabii ki yeni düşmanlarımız da olacak. Fakat henüz bilgiler gelmiş değil. Source motoruyla geliştirilen L4D2, göze oldukça hoş geliyor. Yapılan düzenlemeler ve artırılan kan unsuru, oyunun temasına tamamen oturuyor. Bununla birlikte PC sistemlerindeki performansı da gayet iyi olacaktır. Valveın kurucusu ve başkanı Gabe Newell, oyun hakkında, Left 4 Dead 2, kooperatif aksiyon oyunları için yeni bir kriter belirliyor diyor.

Minimum Sistem Gereksinimleri
Supported OS: Windows® 7 / Vista / Vista64 / XP

Processor: Pentium 4 3.0GHz

Memory: 1 GB for XP / 2GB for Vista

Graphics: DirectX 9 compatible video card with 128 MB, . ATI X800, NVidia 6600 or better

Hard Drive: At least 7.5 GB of free space

Sound Card: DirectX 9.0c compatible sound card
Ekran kartınız shader version 2.0 destekli olmalıdır.

Company of Heroes 2 [ Reloaded ]

İndirme Türü: Torrent

Oyun Türü: Strateji

Dosya Türü: İSO

Dosya Boyutu: 10,95 GB

Giderek azalan strateji oyunları arasında direnişi sürdüren önemli isimler var. Bunlardan biri de THQ depreminden dahi etkilenmeyerek kısa bir süre sonra çıkışını gerçekleştirecek olan Company of Heroes 2.

Ön incelemede bu güzel aile ile ilk defa tanışacakları düşünerek yazıya döktüm. Serinin ustaları ilk paragrafları hızlıca geçerek kanaatimin yer aldığı son bölümleri okuyabilirler.

Serinin ilk üyesi Company of Heroes, İkinci Cihan Harbi’nin batı cephesini konu edinen gerçek zamanlı bir strateji oyunudur. Oyun çıkışını 2006’da yapmasına rağmen hala oynanmakta ve henüz sunduğu tecrübeyi oyunculara aktaran bir başka yapım yoktur. Akranlarına nazaran daha detaylı yönetime sahip olan Company of Heroes’ta, savaş cephesinde önemli rol üstlenen tim ve mangaları yönetiyoruz. Hatta oyunun senaryo kısmında yeri geliyor sadece bir tank ile savaşın cenderesinden çıkmaya çalışıyoruz. Ve bu bir strateji oyunu…

Company-of-Heroes-2-b

Company of Heroes 2 ise ilk oyunun devamı niteliğinde. Company of Heroes ve satışa sunulan iki ek paket, İkinci Cihan Harbi’nin sadece batı cephesini oyuncuların ekranına taşıyordu. Company of Heroes 2, seride görmediğimiz doğu cephesini tecrübe etmemize vesile oluyor. Sovyet Rusya’nın Kızıl Ordusu, Nazi Almanya’sının işgaline karşı nasıl savunma yaptı ve savaşın ilerleyen yıllarında Berlin’e kadar nasıl ilerledi bizzat yaşıyoruz.

Oyunun isim haklarını elinde bulunduran THQ, iflas ettikten sonra oyunun lisansı ile birlikte geliştirici Relic’i 26.6 milyon dolara SEGA’ya sattı. Böyle sancılı bir süreç yaşan oyunu sizler için önceden denedim. İlk oyuna nazaran birçok yenilik içeren Company of Heroes 2, birazcık tarz değiştirmiş. Oyuna alışmakta zorlanmasam da özellikle arayüzü başta yadırgadım. Neredeyse ekranın yarısına kadar gelen arayüz, savaşın gerçekçiliğini hissetme oranını düşürse de kısa bir süre sonra göz alışkanlığı oluştuğunda sıkıntı yaşamıyorsunuz.

Company-of-Heroes-2-c

Gerçek zamanlı bir strateji oyununda bina inşa eder, kaynak toplar ve birim üreterek rakiplerle mücadele edersiniz. Fakat bu seride bir farklılık var tim, manga ve zırhlı araç yönetimi kendi içerisinde detaylandığı için daha dikkatli olmalısınız. Neredeyse her ürettiğiniz askeri birimlerin kendine has özellikleri var. Ve bu özelliklere ordu komutanının düsturu ve savaş nizamı eklenince savaşlar gerçekten çok çetrefilli oluyor. Çünkü yapay zeka bu özellikleri kullanmaktan geri durmuyor, eğer multiplayer oynarsanız sizin gibi oyuncular da yine bu özellikleri çok iyi değerlendiriyor. Örneğin bir havan topu ya da makineli tüfek timini cepheye çağırdınız (ürettiniz). Savaşın sıcak çatışmaların sürdüğü bir cephesine bu iki timi konuşlandırdınız ve başka bir işe yoğunlaştınız. İşiniz bitince timleri yerine bulamayabilirsiniz. Çünkü bir Kızıl Ordu mangası gelip bu birimler savaş aletlerini sırtlayamadan attıkları molotov kokteylleriyle kızartmış olabilirler…

Yavaş ve hızlı hareket etmek bir yana saldırı türlerinde de farklılık gösteren birimlerle dolu olan oyunda, sayıca üstün olmaktan öte elinizdeki imkanlarla en az zayiat ile karşı tarafı nasıl yenerim strateji gütmelisiniz. Company of Heroes 2’yle seriye yeni özellikler kazandırılmış. En çok dikkatimi çeken özellik gerçekçi hava şartları oldu. Yüzlerce yıldır Ruslar, savaşlarda hava şartlarını çok iyi kullandılar. Napoleon’un Moskova seferinde ölen asker sayısını burada yazmama gerek yok… İkinci Cihan Harbi’nde de 10 milyonu aşan zayiatta havanın büyük etkisi var. Oyunda savaşın ortasında hava bozabiliyor ve askerler çatışmaya devam ederse donarak ölüyor. Dilerseniz haritanın belli başlı yerlerinde veya ana üssünüzde var olan ateş kamplarına ordunuzu çekerek bu zayiattan kurtulabiliyorsunuz. Ya da iyi bir planlama ile bir adım ötenizi göremediğiniz tipide düşman beklerken bölgeleri ele geçirerek başarılar elde edebiliyorsunuz. Aman donmuş nehirlerden geçerken de dikkat edin, buzun kırılması ya da bir bombalı pusuyla o güzelim Tiger tankınız suyun dibine oturabilir…

Company of Heroes 2 a

Gerçekçi görüş açısı sistemi de yine beğenimi kazanan bir diğer yenilik. Bir önceki oyunda ürettiğiniz birimlerin 360 derece görüş açısı olurdu. Bu açı içerisine giren her düşman birimi görünürdü. Ama artık gerçekte bir tankın ya da insanın görüş açılarına göre düşmanları görebiliyoruz. Bir duvar düşünün, bir tarafında siz bir tarafında düşman var. Eğer siz diğer tarafa manganızı hareket ettirmediğiniz sürece düşmanı göremiyorsunuz. Bu da beklenmedik pusularla karşılaşabileceğiniz ve savaş seyrini değiştiren stratejiler üretebileceğiniz manasına geliyor.

Oyunun multiplayer kısmında seviye atlayarak çeşitli içeriklere kavuşuyorsunuz. Ama belli başlı görevleri yapmazsanız birçok içerikten de mahrum kalabilirsiniz. Savaş nizamı olarak adlandırabileceğimiz doktrinler daha da çoğalmış. Oyundaki RPG öğelerinde artış var diyebiliriz. Savaş nizamları ilk oyuna nazaran daha karmaşık. İlk oyunda anti zırhlı birlikler veya piyade nizamını kesin hatlarla seçebilirken artan doktrin türleriyle savaş nizamınızda bir hayli farklılık olacak. Seviye atladıkça birimlerinizin görünüşlerini ve savaşmadaki ustalıklarını geliştirerek daha kıdemli bir orduyla düşman karşısına çıkıyorsunuz. Başıma çok geldi, seviyeniz düşük ise yüksek seviyeli oyuncular anında sizi sunucudan atabiliyorlar. Gelişen özellikler arasında artık birimlerinizi yarım insan boyundaki çit ve duvarlardan atlatma da var. Bundan sonra büyük haritalarda bir oraya bir buraya koşturmanıza gerek yok. Bu özellik gerçekçiliği artırmış, bu arada söylemeden geçmeyeyim. Siz komut vermedikçe bahsi geçen atlama işlemi gerçekleşmiyor. Eğer mikro yönetimde savsaklarsanız yine askerleriniz uzun yollar kat etmek zorunda kalacak ve ölme olasılıkları artacak.

Company-of-Heroes-2-d

Müzik ve seslendirmeye girmeyerek şimdiden sınıfı geçtiğini söyleyebilirim. Grafikler ise ilk oyunu aratmadığı gibi sizi şoke edecek seviyede de değil. Ama patlamalar ve fizik gerçekten baya baya seviye atlamış. Özellikle lanet olası havan timleri yok mu, kaç tane mangamı parçalara ayırdı… Buradan fazla ileri geçmeye gerek yok zira beta aşamasını ele aldığımızı düşünürsek teknik açıdan oyunu tartmak şu an için anlamsız olur.

Oynanış açısından çatışma cephesini andıracak bir tarz benimsenmiş. Eski üretim binaları yerlerini sığınak tarzında zemin içerisinde gömülü yapılara bırakmış durumda. Artık timler, mangalar ve zırhlı araçlar haritada konuşlandığımız bölgeye en yakın sınırdan giriş yapıyor. Yani cepheye yeni birimler çağırıyoruz hissiyatı var. Sovyet Rusya ve Nazi Almanya’sının savaş nizamı çok farklı. Ama Almanlar teknolojisiyle ağır basarken Ruslar da eldekilerle yetinen kesim olarak gerilla savaş taktikleriyle çok can yakıyorlar. İlk oyunda savaş alanındaki sahipsiz tank savar, makineli tüfek ve havan toplarını ele geçirebiliyorduk. Şimdi tanklar da ele geçirilebiliyor ve tamir edilerek savaş gidiliyor.

Oyunun şu an için oynanış açısından eleştirilecek yanları yön bulma, çatışma esnasında tankların ortasında kalsa dahi kaçmayan ve ölmeyen askerler gibi buglar olarak ön plana çıkıyor. Ama oyunun çıkışına kadar bunların düzeleceğini düşünüyorum. Haliyle ilerleyen zamanlarda gelecek olan yama ve içerik paketleriyle de dengeler daha da sağlamlaşacaktır. Öyle veya böyle bu oyun başarılı olacak ve ilk oyun gibi yıllarca oynanacak. SEGA’nın cebinden büyük para çıktı umarız 2 katını kazanır ve bu serinin devamı gelir. 

Minimum Sistem Gereksinimleri;OS: 32bit Vista
Processor: 2Ghz Intel Core2 Duo or equivalent
Memory: 2GB RAM
Graphics: 512MB Direct3D 10 capable video card (GeForce 8800 GT or Radeon HD 2900XT)
Hard Drive: 30GB free Hard disc space

Gta IV Complete Edit[Razor1911]

 

İndirme Türü: Torrent

Oyun Türü: Aksiyon

Dosya Türü: İSO

Dosya Boyutu: 14,14 GB

San Andreas’dan Daha Büyük Bir İlgi Görücek IV…
 
 Niko’nun İşlerini Yapacağız… Gta 3 Oynayanlar ”Liberty City”yi Hatırlayacaktır.Gta Iv’ünde Konusu Liberty’de Geçiyor Ama 2007 Liberty’sinde.Haliyle Seneler Geçtikçe Şehir Büyüyor,Gelişiyor,Nüfusu Artıyor.Liberty City Dışında Haritada 5 Ayrı Yerde Var.Fakat Bu 5 Şehir Gerçekte var Ama İsimleri Oyunda Değişik Olarak Konmuş Bronx - Bohan, New Jersey - Alderney, Queens - Dukes, Brooklyn - Broker ve Manhattan - Algonquin Olarak İsimlendirilmiş. Haritanın Büyüklüğü SA’dan Biraz Daha Ufak ama Ayrıntılar Çok Çok Daha Büyük.4. Oyunda Yönlendireceğimiz karakter Niko Bellic. Kendisi Doğu Avrupalı Zaten Oyunda Bolca Rus Aksanlı İngilizce Konuşmalar Duyucaz.Niko Liberty’den Herşeyini Kayb Edince Ayrılmış Fakat Kuzeni Roman Niko’yu Amerikaya Geri Çağrıyor. Tek Güvendiğimiz İsim olan Roman’ı Kıramıyoruz Ve Liberty’e Geri Dönüyoruz. İşte Herşey Burada Başlıyor..
Gta Iv Bize Özgür Bir Şehir Yaşamı Sunuyor..
 
 Roman Niko’yu Çağrırken Telefonda Bazı Yalanlar Söylüyor Biz Bu Yalanları Şehre Gelince Anlıyoruz.Roman Bazı Kişilere Büyük Borçları Olan Biri Ve Biz Gelince Onun Borçlarını Kapatmak İçin Bazı Pis İşler Yapıyoruz.İşleri Yaparken Konu Farklı Boyutlara Taşınıyor Ve Bizi Sürükleyici Ve Süprizlerle Oldu Hikayeler Bekliyor.4. Oyunu eski Oyunlarından en Büyük Ve Dikkat Çeken Özellik İse Grafikler.Trailer’dan Oyunun Grafiklerini Görmüşssünüzdür.Karakterlerin Tasarımları,Şehrin,Araçların,Elbise Ve Bir çok Küçük Detayın Grafiği Bizi Büyülüyor.Oyunda Kullanılan Grafik Motoru R.A.G.E (Rockstar Advanced Game Engine, daha önce Table Tennis oyununda kullanıldı). Bunların Yanı Sıra Çatışmalarda Etraft Mermilerden Zarar Görücek Ve Elimizde Ağrı Bir Silah Varken ( Sopa,Demir Vs.. ) Duvara Vurduğumuzda Kırılmalar Görücez.Bu Kez Şehrimiz 24 Saat Canlı Ve Şehirdeki İnsanlar Farklı Kıyafet Ve Yüze Sahipler Hepsi Birbirinin Aynısı Değil.Bizim Dikkatimizi Çeken ise Bu Özellik.Şehirde Gezerken Gazete Okuyan,Telefonla Konuşan,Duvara Yaslanmış Gibi Normal Hayatta Gördüğümüz Davranışa Sahip İnsanlar Olacak.4.Oyunda İnsanlarla İlişkileriniz Çok Önemli. Sizi Bir Yere Davet Ettiklerinde Gitmesseniz Ve Bunu Defalarca Tekrarlarsanız o İnsanlar Olan İlişkiniz Bitiyor.Bazen Telefonla Arkadaşlarınızı Arayıp Belirli Bir Buluşma Alanaı Belirleyip Eğlenebiliyoruz Ve Dertlerimizi Anlatabiliyoruz.
 
 Şehir Polis Kaynıyor…
 
 4.Oyunda Arba Hırsızlığının Yanı Sıra Taksi Tutmaya Daha Fazla Önem Verilmiş Çünki Bu Kez Şehir Güvenliği Üst Seviyede Buda Demektirki Zorlu Polisler Bizleri Bekliyor.Kontrollerden Bahsetmek Gerekirse Oynadığınızda Size Zevk Veren Önemli Hususlardan Biri Kontroller Olacak.Bu Kez Çok Daha Farklı Ve Gelişmiş Kontroller Bizi Bekliyor.Radarımız Fazla Gelişmiş Yerine Daha Sade Olarak Konmuş. Radarın Üstünde Yeşil Çubuklarla Sağlık Göstergemiz Bulunuyor.Artık Radar’dan Fazla Görev Yapmıycaz.Ama Daha iyi bir Özellik var GPS Sistemi Ve Telefonla Hareket Edicez.Bizi Telefonla Arayıp Adresi Vericekler Ve Biz GPS ile Adresi Bulucaz. Nerdeyse Her Arabada GPS Mevcut.

[/b][/color][/size]Firma logolarının ardından diskte yer alan iki oyun karşımıza çıkıyor;  The Lost and Damned ve The Ballad of Gay Tony. Seçtiğiniz oyuna  başlıyorsunuz ve GTA IV’de de olduğu gibi kısa bir yüklemenin ardından  oyun otomatik olarak son kaldığınız yerde açılışı yapıyor. Hem dördüncü  oyunla, hem de birbirleriyle tamamen farklı hikayelere sahip oyunların  genel sunumları ise aynı diyebiliriz. Liberty şehri Niko’nun macerasından beri hiç değişmemiş. Tanıdık sokaklar, mekanlar sizi bekliyor.
 GTA IV’ün ana hikayesiyle hiç bir alakası yokmuş gibi gözüken bu iki oyun da belli noktalarda Niko ile kesişiyor ve çok hoş detaylar ortaya çıkıyor. Özellikle dördüncü oyunun hikayesini hatırlayanların yüzünde sıklıkla tebessüm oluşacak. Dilerseniz iki ek görev pakedinin de hikayesine kısaca bakalım;

  The Lost and Damned - Kahramanımız Johnny Klebitz ünlü motorsiklet çetesi The Lost’un patronudur. Diğer çetelerle barışı sağlayan Johnny, The Lost’u beladan uzak tutmaya çalışmaktadır. Çetenin asıl lideri Billy ise uyuşturucu yüzünden hapistedir ancak cezası bitmiş ve çetenin liderliği için tekrar ortaya çıkmıştır. Daha ilk günden diğer çetelerle çatışan ve insan öldürmeye başlayan Billy ile Johnny karşı karşıya gelmeye başlarlar. Billy hızlı bir şekilde çeteyi kaosa sürüklemeye başlamıştır ve çete üyeleri sorgusuzca Billy’i takip etmektedirler. Johnny ise hem kendisini, hem de arkadaşlarını bu sorundan sağ bir şekilde çıkartmak istemektedir.

  The Ballad of Gay Tony - Bu öyküdeki kahramanımız ise Luis Fernando Lopez isimli siyahi bir koruma. Kendisi şehirde Gay Tony olarak bilinen ve en popüler gece mekanlarının sahibi olan Tony Prince’in sağ koludur. Tony’nin mafyaya olan borçları yüzünden başı ağrıyan Luis, bir yandan da çocukluk arkadaşlarının dertleri ve yaptığı işi asla onaylamayan annesi ile uğraşmak zorunda kalacaktır. Luis kendisini bu sıkıntılardan kurtarmak için daha da pis işlere bulaşmalıdır.

 Her iki oyunun da hikayesi oldukça kaliteli ve ani değişimlerle oyuncuları şaşırtma yeteneğine sahip. Elbette bizim yukarıda özetlendirdiklerimiz, hikayelerin kabaca bir özeti. Hikayelerin en hoş özelliği ise belli anlarda veya görevlerde GTA IV kahramanı Niko Bellic ile karşılaşmamız. Dahası dördüncü oyunda oynadığımız  bölümler bu eklentilerde de karşımıza çıkıyor ancak olayları yeni kahramanlarımızın gözlerinden farklı bir bakış açısı ile görüyoruz. Örneğin; Niko ile yaptığımız bir uyuşturucu baskını bölümü burada karşımızda ancak bu sahneyi Johnny’nin gözünden tecrübe ediyoruz. İkinci oyunun hemen başında Luis’in ortasında kaldığı banka soygununu gerçekleştirenler ise Niko ve tayfasından başkası değil. GTA IV’de oynadığımız banka soygunu bölümünde bu sefer rehine oluveriyoruz. Bu tip ufak sürprizler hikayeleri oldukça zenginleştirmiş. Öykü anlatımı konusunda da dördüncü oyunun izini takip ediyor EFLC, yani çok başarılı.

 GRAFİKLER:
 
 EFLC’nin grafiklerine baktığımızda GTA IV’ün üzerine bir yenilik yapıldığını görmüyoruz. Karakterlerin yüz ve beden animasyonları oldukça başarılı. Detaylara dikkat ettiğinizde bunu daha iyi anlayacaksınız. Mimik ve yüz hareketleri zengin, diyaloglarla dudak animasyonları gayet senkronize bir şekilde ilerliyor. Beden hareketleri de gerçeğe oldukça yakın diyebiliriz. Zaten GTA IV’de gördüklerinizin aynısı çıkıyor karşınıza.

 Liberty City capcanlı bir şehir. Sokaklar arabalarla dolu, insanlar caddeleri renklendiriyor. Üstelik tam bir kaos hakim şehirde, birbirine çarpıp kavga edenler, sokak aralarında dövüşenler, en ufak bir yanlışınızda kaşınızı gözünüzü patlatmayı kafasına koymuş yayalar… Tam bir Amerika parodisi sunuyor bizlere EFLC, ülkedeki saçmalıkların ve absürdlüklerin oyun dünyasındaki karşılığı oluveriyor adeta. Şehrin modellemesi oldukça başarılı. Üç parçadan oluşan Liberty City, her tür kesimi içinde barındıran bir kozmopolit şehir. Şehrin belli bölgeleri yaşayan zengin kesimi temsil ederken, bazı bölgeleri ise tam anlamıyla sürünüyor ve fakirliğin yuvası haline geliyor. Elbette GTA IV’ü oynayanlar için yeni bir şey sunmayacak EFLC, sonuçta diskte yer alan iki oyun da aslında birer eklenti paketi. Bu açıdan baktığımızda ortaya çıkacak görsel aşinalığı bir eksiklik olarak belirtmek haksızlık olur.

 Araç modellemeleri konusunda da başarılı bir iş çıkarmış yapımcılar. Gerçek markaların yer almadığı, kendine has tasarımlara sahip araçlar. Üstelik hasar modellemesi de oldukça başarılı. Eğer gece sürüş yapacaksanız en ufak kazada bile farlarınızı kaybedebilirsiniz, bu da karanlıkta yol almak anlamına geliyor -ki oyunun hasar modellemesinin ne kadar kaliteli olduğunu gösteriyor bu detaylar.

 Işıklandırma konusunda oldukça yetkin bir oyun EFLC (aynen GTA IV’de olduğu gibi). Özellikle gün batımında akşam güneşinin şehri kehribar rengine boyadığı anlar, görsel olarak muhteşem sahnelerin oluşmasına yol açıyor. Kamerayı manuel olarak güneşe denk getirdiğinizde gözlerinizin rolünü üstlenen ekranın kamaştığını, şehire ait detayların kaybolduğunu  göreceksiniz. Bu tip detaylar oyuna tam anlamıyla can katıyor.

 Kaplamalar konusunda piyasada görebileceğiniz en ortalama oyunlardan biri EFLC. Binaların dış cepheleri ve genel olarak Liberty City’e ait nesnelerin tamamı ortalama kaplamalara sahip. Özellikle yaya halde sokaklarda gezinirken bu detaysızlık gözünüze sıklıkla çarpacaktır. Ancak insanları ve trafiği ile gayet canlı duran şehir, bu kusurunu göz boyayarak örtmeyi de başarıyor genelde. Bu konuda en başarılı işçilik ise araçlarda ortaya çıkmış durumda. Arabaların metalik boyaları güneş ışığı altında yaldızlı bir şekilde parıldıyor. Hasar aldıklarında ise detaylı bir şekilde eziliyor, boyaları dökülüyor ve hemen altındaki karoser ortaya çıkıyor.

Minimum Sistem Gereksinimleri;OS: Windows XP SP3/Vista SP1/7
 İşlemci: Core 2 Duo 1.8 GHz / Athlon X2 64 2.4 GHz
 RAM: 2 GB
 Ekran Kartı: 256 MB, GeForce 7900 / Radeon X1900, DirectX 9.0с
 vRAM: 256 MB
 HDD: 32 GB

Sims 3 Island Paradise [FLT]

İndirme Türü: Torrent

Oyun Türü: Simülasyon

Dosya Türü: İSO

Dosya Boyutu: 4.39 GB

Sims 3 efsanesinin belkide son eklenti paketi Island Paradise karşınızda !

Minimum Sistem Gereksinimleri;

OS: Win Xp 32

CPU: Pentium 4 2.0GHz, Athlon XP 2000+
RAM: 1.5 GB
VGA: GeForce 6200, Radeon Xpress 1200 Series
HDD: 1 GB
DirectX: 9.0c 

http://youtu.be/GZDZEij7h4Q

Deadpool [FLT]

 

İndirme Türü: Torrent

Oyun Türü: Aksiyon

Dosya Türü: İSO

Dosya Boyutu: 5.80 GB

Henüz bir açıklamamız mevcut değil ancak aşşağıdaki fotoğraflardan ve videodan anlayacağınız kadarıyla sempatik karakterimizle oyunun adı olan "ÖlümHavuzu" nu yaratacağız.

Minimum Sistem Gereksinimleri;OS: Windows 8, Windows 7, Windows Vista, Windows XP
Processor: Intel Core 2 Duo E8200 @ 2.66 GHz or AMD Phenom X3 8750
Memory: 2 GB RAM
Graphics: GeForce 8800 GT series with 512 MB RAM or ATI Radeon HD4850 with 512MB RAM
DirectX®: 9.0c
Hard Drive: 7 GB HD space
Sound: DirectX® 9.0c or later
Other Requirements: Broadband Internet connection

The Last of Us [4.40 CFW]

İndirme Türü: Torrent

Oyun Türü: Aksiyon

Dosya Türü: RAR

Dosya Boyutu: 2 GB

Genel bilgiler

Merhaba arkadaşlar, bu haftaki ön incelememizin konuğu ‘’The Last Of Us’’.

Bildiğiniz gibi The Last Of Us, Uncharted serisinin  arkasındaki firma olan Naughty Dog’un yeni oyunu. Yine Uncharted gibi ana karakteri oldukça olgun gözüken bir abimiz, Joel. Fakat bu sefer tüm oyun boyunca yanımızda yer alacak bir karakter daha var, o da tip oalrak Ellen Page’e benzeyen Elli. Bu ikilinin arasındaki ikişkiyi anlamadan önce, oyunun geçtiği  zaman dilimine bakmak ve ülkenin durumunu bilmek lazım. TLOU. Amerika Birleşik Devketleri’nde geçiyo ama bugünkü ABD değil takdir edersiniz ki.

Oyunun geçtiği zaman dilimine göre, Cordyceps mantarı insanlara bulaşmış ve onları bir yaratık haline getirmiştir. Kendileri aslında bir nevi zombi. Hükümet de bu salgının önüne geçebilmek için askeri kanunları uygalamaya koymuş ve şehirleri karantina altına almıştır. İşte salgının başlamasından 20 yıl sonra başlıyor Joe ve Ellie’nin  hikayesi.

Ellie henüz 14 yaşında, yani salgın öncesi dünya hakkında hiçbir bilgisi yok. Nasıl ki bu gün 14 yaşındaki çocuklar internetin olmadığı bir dünyayı görmedi, Ellie de aynı şekilde. Joel ise salgından sonra oluşturulan karantina bölgesinin birinde kara borsacılık yapmaktadır. Ancak bir dizi olaylardan sonra, Joel eski bir dostuna  verdiği sözü tukmam zorunda kalır: Ellie’yi karantina şehirlerindeki baskıcı rejimden kurtarmak. Böylelikle oyunumuz başlıyor ve karakterlerimiz hayali bir ABD’de hayatta kalmaya çalışıyorlar.

Peşin peşin belirteyim, bu bir zombi oyunu değil, bir hayatta kalma oyunu. Zira tek düşmanlarımız mantardan etkilenmiş arkadaşlar değil. Herkesin aklında ‘’yeni bir zombi oyunu ‘’ diye bir görüş var, bunu o yüzden söylüyorum. Bunun  arkasındaki sebep tek düşmanlarımızın zombi olmaması da değil hatta (evet, oyun boyunca zombiden çok diğer hayatta kalmaya çalışanlarla savaşıyoruz). Bunun arkasındaki sebep şu; derin hikaye anlatımı.

Naughty Dog’dan, TLOU’nun baş tasarımcısı Neil Druckmann’a göre oyunun en önemli kısmı da burası, hikaye anlatımı. Haksız da sayılmaz, yıl oldu 2013, hala video oyunlarındaki anlatım teknikleri  beklediğimiz düzeye henüz gelemedi. Sinemanın ivmesinden daha hızlı olsa da, oyun teknolojileriyle eş ivmede gitse pek de fena olmazdı. Böylelikle kaslı ama beyinsiz erkeklere benzeyen, güzel grafikli ama aptal oyunlar oynamazdık(sözümüz meclisten dışarı her oyunu bu kategoriye sokmak ayıp olurdu). Naughty Dog da ‘ben bunu değiştirmek  istiyorum’’ diyor ve tüm oyun yapımcıları için hikaye anlatımı çıkasını yükseltmeyi planlıyor The Last Of Us ile.

The Last Of Us’u götüren ana kurgu Ellie ve Joel arasındaki ‘’baba – kız’’ ilişkisi. Oyun boyunca ikilimiz hayatta kalmak için birbirine kenetlenmek zorunda. Joel’i kontrol edebiliyorken Ellie’yi yapay zeka kontrol ediyor olacak. Oyunun ara sinematikleri ise doğal olarak Uncharted gibi olacak, oyun içi motorla hazırlanmış ve önceden kaydedilmiş sahneler. Önceden kaydedilmiş diyorum, çünkü The Last Of Us’ın bir diğer önemli kısmı da , karakterleri seslendiren oyuncuları oldukça ön planda tutması.

Aslında oyunun çıkış noktası BBC’nin nefis belgeseli Planet Earth.Evet, fikir ilk olarak bu belgeseli izlerken akıllarına gelmiş Naughty Dog ekibinin. Belgeselde bir bölümde, bir karınca Cordyceps Unilateralis mantarına maruz kalıyordu ve bu mantar  beynine yerleşerek kafasında mantar çıkmasına sebebiyet veriyordu. The Last Of Us da aynı fikri, bir karınca yerine insanlara uyguluyor. Aslında zombi dediğimiz arkadaşlar, mantar mağdurları. Konsept olarak ise bir çok öğeyi bünyesinde barındırıyor The Last Of Us. Bunlardan en belirgini, I Am Alive filmi (aslında kitabı) gibi bir mekan tasarımı olması. Dünya insansızlaştığı için doğa tekrar şehirlere dönüyor ve her yer tekrardan yeşillik olmaya başlıyor.

The Last Of Us, bir korku oyunu olmayı hedeflemediği için kendini böyle konumlandırmıyor. Her ne kadar türü ‘‘hayatta kalma / korku’’ olarak resmiyet kazansa da, oyunun içinde bunun ön planda  olacağını kesinlikle düşünmüyorum. Önceki cümlelerde de dediğim gibi , oyun daha çok Ellie ve Joel arasındaki ilişkiye ve hayatta kalma çabasına yer verecek. Atmosfer de buna uygun olacağı için, bunu pekiştirebilecek en doğru şey müzikler. Oyunun müzikleri daha önce Brokeback Mountain ve Babel  filmleriyle Oscar kazanan müzisyen Gustavo Santaolalla tarafından hazırlanıyor ve korkudan öte daha çok duyguları hedefliyor.

E3 2012’de toplamadığı ödül kaymayan The Last Of Us yazılan karakterleri olsun, bu karakterleri seslendiren ekip olsun, hikaye anlatımı konusunda koyulan hedefler olsun, oyun kontepti olsun, müziklerinin potansiyeli olsun; heyecanlanmak için bir sürü sebep var. 7 Mayıs 2013’te çıkıyor The Last Of Us ve muhtemelen yılın oyunu konusunda Beyond: Two Souls ile kapışacak. Gel gelelim oyun Xbox360 ve Playstation 3 için çıkıyor olsada PC kullanıcıları bu proje kapsamında düşünülmemiş ve The Last Of Us’dan yoksun kalacaklar. Ne diyelim hayırlısı be gülüm. Belki bir gün biz PC kullanıcılarına özel bir Last Of Us geliştirirlerde bizde bu heyecana ortak oluruz. Bir ön incelemenin daha sonuna geldik sevgili skytorrent takipçileri. Yeni incelemeler ve ön incelemeler ile karşınızda olacağız skytorrent.blogspot.com' u takip etmeye devam edin.

TIKLA İNDİR